17 Ekim 2014 Cuma

RUSYA- ST PETERSBURG GEZİSİ - I

      Uzun bir aradan sonra nihayet bloguma geri dönebildim. Bundan sonra da böyle devam edeceğimi düşünüyorum çünkü düzenimi yavaş yavaş oturtmaya başladım. Ev için Turkcell Vınn aldım daha önce internetim yoktu. Neyse asıl konumuza dönelim. 1 ay kadar önce kongre dolayısıyla St Petersburg'a gittim. Gezmek için çok fazla vaktim olmadı ama belli birkaç yeri görme fırsatım oldu. 
     En başından ayrıntılı şekilde anlatmaya çalışacağım. Gitmek isteyenler için belki bir faydam dokunur. 

     Kongre dolayısıyla gittiğim için uçak paramı okul karşıladı. Bunun için de fazla pahalıya almamam gerekiyordu. Kongreden 1 hafta önce aldığım için yeterince pahalı olacaktı zaten. Moskova üzerinden aktarmalı bilet daha uyguna geliyordu biz de öyle yaptık. Gidiş-dönüş kişi başı 1.684 TL ye geldi. 3-4 ay önceden 600-800'e alan vardı. Bu arada firma, kaldığımız şehirden StPetersburg'a kadar THY idi (güya!).  Ankara' ya indik. Moskova uçağı için 4 saat beklememiz gerekiyordu. 4 saat geçti uçağa bindik 20 dk gitmiştik ki sorun olduğunu geri dönmemiz gerektiğini anons ettiler. geri döndük ve 3,5-4 saat öylece bekledik. Tabi bu arada haklı olarak sonraki uçağı kaçırdıkları için sinirlenenler oldu. Bekleme süresince zorla da olsa dürüm ve içecek servisi yaptılar ama sorun neydi ne oldu hiçbir bilgi vermediler. Uçağımız tamir edilemediği için (demek ki sorun büyüktü) başka bir uçağa bindik ve yaklaşık 3 saat sonra Moskova Vnukovo Havalimanı'na indik. Biz diğer uçağı beklerken Moskova'yı da gezeriz diye düşünmüştük ama uçak geç kalınca tabi gezemedik. 


Ankara Moskova arası verilen menü çok lezzetliydi.


    Bavullarımızı teslim ederken bize bavullarımızı St Petersburg'dan alacağımız söylenmişti. Karşılaştığımız Türk yolcular yine de kontrol etmemiz gerektiğini söylediler ki zaten bakacaktık. İyi ki bakmışız yoksa bavullarımız orada kalacaktı. Güya Moskova- StPetersburg arası da THY ile gidecektik ama olmadı. Çünkü THY Rusya içinde UTAIR ile anlaşmış. Bu durum da birkaç yolcuyu sinirlendirdi. Bavullarımız aldık ve StPetersburg uçağı için check-in yapmak için THY contuar (burada ne desem bilemedim) ını aradık. THY'de kimse yoktu bir süre bekledik neyse bir kadın geldi. Biz Türk görevli olur diye bekliyorduk ama THY görevlisi ne Türkçe ne de İngilizce biliyordu (Rusya'ya hoşgeldiniz!).  Zar zor anlaştıktan sonra bavullarımızı verdik ve uçağımızı beklemeye başladık. O kadar çok bekledik ki bu arada ki beklemede neler yaptık inanın şu an hiç aklıma gelmiyor=). En sonunda bu uçağa da binip gece 1 gibi StPetersburg'a inebildik. Konaklayacağımız (ileride bunun detaylarını da yazacağım) yere giriş öğlen 2'ydi ama ben onu 10'a çekebilmiştim. Sabaha kadar havalimanında kalmak zorunda kaldık. Gelirken Rus Rublesi alalım diye düşünmüştük ama EUR alın oradan değiştirirsiniz demişlerdi biz de öyle yaptık. Ben 250 EUR almıştım yanıma nakit olarak. 100 EUR havalimanında bozdurdum. Bu da yaklaşık 5000 Ruble yaptı. 
Böyle bir anda kestim ama ilk bölüm baya yazı ile doldu. İlk bölüm bu kadar olsun=)


İyi Gezmeler!

9 Ağustos 2014 Cumartesi

1KÜÇÜK İSTANBUL GEZİSİ (PINKBERRY-DR-HELLO KITY WORLD-UZAK IŞIKLAR-ÇİLEK SOKAK)

Edirne'de 1 gün kaldıktan sonra İstanbul'a geçtik. Ailemizin küçük bir bölümü ile buluştuk Bu sefer Ataşehir Öğretmenevi'nde kaldık.

Gittiğimiz günün akşamı Üsküdar sahiline gittik ama o nasıl bir kalabalıktı. Bütün İstanbul oradaydı neredeyse. Biraz yürüdükten sonra küçük bir çay bahçesinde oturduk.

Galata Kulesi'ni uzaktan da olsa çektim yine=)




İstanbul'da gezmediğimiz pek yer kalmadığı ve hava da çok sıcak olduğu için yakın ve serin yerlere gitmeyi tercih ettik. Sabah kardeşimle birlikte Palladium AVM'ye gittik. Yürüyerek yaklaşık 15 dk sürüyor. Çok erken gitmişiz yarım saat açılmasını bekledik. Birçok mağaza vardı ama ben en çok Pinkberry olmasına sevindim. Herkesten çok duyup beklentimi yüksek tuttuğum için mi bilemedim ben abartıldığı kadar beğenmedim. Dondurulmuş yoğurt içine istediğiniz malzemeleri ekliyorlar.


Ben orjinal Pinkberry içine kivi çilek ve çikolata koydurdum. Küçük boy 10 tl oldu. Çikolata almazsanız 9, sade alırsanız 7 TL. (çok emin de değilim). 
Ardından D&R'a girdik (Eskişehir'de yokmuş gibi). İyi ki girmişim çünkü bu ayraçları orada görmemiştim 



Bu Santoro's ürünleri ne kadar güzelmiş burada ki DR'da yok bunlar.
Buradan da yakın olduğunu öğrendiğim Hello Kity World'e gitmeyi istiyordum. Nereden çıksak daha az yürürüz diye düşünürken arka kapıdan bir çıktık ki tam karşımızda=)

Her girenin yanında bir çocuk vardı, ben de çocuk ruhluyum ne olmuş yani olamaz mı=)


Şu güzelliklere nasıl karşı koyabilir ki insan? Hello Kity hayranı falan olmamama rağmen ben bile bu yaşımda kendimi kaybettim çocuklar ne yapmasın. 


İçerde şahane şeyler var ama fiyatlar çok pahalı. Bu yüzden alacak bir şey bulamadım. Hello Kity hayranı olsaydım fiyatına bakmaz alacak bir şeyler bulurdum kesin.

Lavaboyu bile çektim.


Buradan otobüsle Kadıköy' gittik. İlk iş Çilek Sokak'a gittik. Alınabilecek şeyler vardı gerçekten. Ben midi etek ve bu kimono tarzı şeyi aldım. İkisi 45 Tl idi. Eteği severek giyiyorum.


Ardından Uzak Işıklar'a gittik. İçerisi kalabalıktı yine. Bunları alıp çıktım hemen. Fiyatlar inanılmaz uygun.


Kolye ve bilekliklerin teki 3,5 TL idi mesela.


Daha sonra Kadıköy'den otobüse binerek Öğretmenevi'ne geri gittik. Kısa ama güzel bir gezi oldu. Daha önce görmediğim yerleri görmüş oldum böylece.

İyi Gezmeler!

3 Ağustos 2014 Pazar

ÇEKİLİŞ SONUCU

Hemen vakit kaybetmeden sonucu açıklıyorum. Çekilişe 25 kişi katıldı ve kazanan 19 numara ile Seçil Şenol oldu. nilsuli@gmail.com adresine iletişim bilgilerini bekliyorum.

Yeni bir çekiliş ile görüşmek üzere.=)




30 Temmuz 2014 Çarşamba

1GEZİ - EDİRNE

Bayram sebebiyle uzun zamandır istediğimiz Edirne'ye gittik. Böylelikle Trakya bölgesini de görerek tüm bölgeleri tamamladık. 1 gece Edirne Öğretmenevi'nde kaldık ertesi sabah İstranbul'a geçtik. Eşyalarımızı koyup biraz dinlendikten sonra yürüyerek Selimiye Camii'ne gittik. 



Selimiye Cami Edirne'de bulunan, Osmanlı padişahı II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı camidir. Sinan'ın 90 (bazı kitaplarda 80 olarak geçer) yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan'ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. (vikipedi).


Benim şöyle bir huyum vardır. Bir yere gitmeden önce orası ile ilgili her şeyi okurum. Nerede ne yenir, nerelere gidilir, ne alınır araştırırım. 


Edirne'ye gitmeden önce de hazırlığımı yaptım. Tabi ki ilk durak Selimiye olmalıydı. İçeri girmeden önce ters lale motifi aklımdaydı ama girdikten sonra caminin güzelliği karşısında unutmuşum galiba. 


Şunun muhteşemliğine bakar mısınız?. 
Daha sonra caminin altında bulunan çarşıya indik. Buradan magnet ve meyve sabunlardan aldık. Sabunların 3 sepeti 10 tl idi.
Kavala kurabiyesi, kallavi kurabiye, badem ezmesi tatmadan da dönmeyin.


Edirne'ye giderseniz mutlaka tava ciğer yemelisiniz. Ciğer yemeyen biri bile severek yer. Ben şahsen ayıla bayıla yedim. Araştırmalarıma göre Edirne'nin en iyisi Aydın tava ciğermiş. Yalnız ciğercilerin olduğu yere gittiğimizde 2-3 tane Aydın tava ciğer gördük birine girdik. Meşhur olan bu muydu bilemiyorum.



Sonra arabayla Meriç nehri tarafına gitmek üzere yola çıktık. Önce Lozan Anıtı'na gittik. Anıt Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yanında. Fakülteye de hayran kaldım.
19 Temmuz 1998'de Süleyman Demirel tarafından açılan anıt 3 sütundan oluşuyor. En uzunu Anadolu'yu, 2. sırada ki Trakya'yı, en kısa olan ise Karaağaç'ı simgelemekteymiş. 
Beton çember, birliği, genç kız figürü; estetik, zerafet ve hukuku, kızın elindeki güvercin barış ve 

demokrasiyi, diğer elindeki belge de Lozan Anlaşmasını sembolize eder.



Anıtı da gezdikten sonra Meriç Nehri tarafına gittik. Burada da belediyenin yerinin uygun olduğunu okumuştum. Şanslı günümüzdeymişiz sanırım çünkü belediyenin yerinde canlı yayın vardı. Kanaltürk Dolu Dolu Anadolu programı canlı yayındaydı. Program sonuna kadar bekledik sonunda da her masaya 1 tabak ciğer ve kurabiye ile ezme ikram ettiler. Ne şans dimi=)






Daha gezilecek yerler vardı ama zaman yetmedi. Bir gün tekrar gitmek isterim. Edirne'yi de insanlarını da çok sevdim. Herkes güleryüzlü ve kibar. Edirne'nin neden Türkiye'nin en yaşanabilir şehirlerinden olduğunu kesinlikle anladım. 

İyi Gezmeler!

25 Temmuz 2014 Cuma

1GEZİ- ESKİŞEHİR 1

Bundan sonra gezi postlarımı da bu blogumda paylaşacağım. 


Doğduğumdan beri (arada küçük ayrılıklarla) Eskişehir' deyim. Bu sebeple ben artık biraz sıkılmış olsam da (bir de şimdi sorun=/) Türkiye' nin kesinlikle en güzel şehirlerinden biri. Bir İstanbul bir İzmir değil tamam ama ilk 10 a girer=) 
Çok merak edildiğini bildiğim için böyle bir yazı dizisi yazmaya karar verdim.
(Artık Eskişehir'den uzaktayım ve çok özlüyorum=/)
İlk durağımız Odunpazarı. 

Tramvay veya otobüse binerek ya da yürüyerek  rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Otobüs ile gelecekseniz odunpazarı , tramvay ile gelecekseniz Atatürk Lisesi durağında ineceksiniz. 

İlk fotoğraf Atlıhan El Sanatları Çarşısı
     


Odunpazarı Eskişehir' in en eski yerleşim yeri. Eski evler restore edildi. Kendinizi masal diyarında gibi hissediyorsunuz, ben öyle hissediyorum en azından=)




Kadınların el emekleri ile yaptıkları ürünleri satışa çıkardıkları bir pazar kuruluyor. Haftasonu daha büyük oluyormuş, haftasonu hiç gitmedim.




Ardından cam sanatları merkezine gittim. Çok güzel şeyler vardı ama ben hazırlıksız gittiğim için birşey alamadım. Mutlaka yine gideceğim.



Bu Odunpazarı' nın ilk bölümüydü. Devamı gelecek=)