Bayram sebebiyle uzun zamandır istediğimiz Edirne'ye gittik. Böylelikle Trakya bölgesini de görerek tüm bölgeleri tamamladık. 1 gece Edirne Öğretmenevi'nde kaldık ertesi sabah İstranbul'a geçtik. Eşyalarımızı koyup biraz dinlendikten sonra yürüyerek Selimiye Camii'ne gittik.
Selimiye Cami Edirne'de bulunan, Osmanlı padişahı II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı camidir. Sinan'ın 90 (bazı kitaplarda 80 olarak geçer) yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan'ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. (vikipedi).
Benim şöyle bir huyum vardır. Bir yere gitmeden önce orası ile ilgili her şeyi okurum. Nerede ne yenir, nerelere gidilir, ne alınır araştırırım.
Edirne'ye gitmeden önce de hazırlığımı yaptım. Tabi ki ilk durak Selimiye olmalıydı. İçeri girmeden önce ters lale motifi aklımdaydı ama girdikten sonra caminin güzelliği karşısında unutmuşum galiba.
Şunun muhteşemliğine bakar mısınız?.
Daha sonra caminin altında bulunan çarşıya indik. Buradan magnet ve meyve sabunlardan aldık. Sabunların 3 sepeti 10 tl idi.
Kavala kurabiyesi, kallavi kurabiye, badem ezmesi tatmadan da dönmeyin.
Edirne'ye giderseniz mutlaka tava ciğer yemelisiniz. Ciğer yemeyen biri bile severek yer. Ben şahsen ayıla bayıla yedim. Araştırmalarıma göre Edirne'nin en iyisi Aydın tava ciğermiş. Yalnız ciğercilerin olduğu yere gittiğimizde 2-3 tane Aydın tava ciğer gördük birine girdik. Meşhur olan bu muydu bilemiyorum.
Sonra arabayla Meriç nehri tarafına gitmek üzere yola çıktık. Önce Lozan Anıtı'na gittik. Anıt Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yanında. Fakülteye de hayran kaldım.
19 Temmuz 1998'de Süleyman Demirel tarafından açılan anıt 3 sütundan oluşuyor. En uzunu Anadolu'yu, 2. sırada ki Trakya'yı, en kısa olan ise Karaağaç'ı simgelemekteymiş.
Beton çember, birliği, genç kız figürü; estetik, zerafet ve hukuku, kızın elindeki güvercin barış ve
demokrasiyi, diğer elindeki belge de Lozan Anlaşmasını sembolize eder.
Anıtı da gezdikten sonra Meriç Nehri tarafına gittik. Burada da belediyenin yerinin uygun olduğunu okumuştum. Şanslı günümüzdeymişiz sanırım çünkü belediyenin yerinde canlı yayın vardı. Kanaltürk Dolu Dolu Anadolu programı canlı yayındaydı. Program sonuna kadar bekledik sonunda da her masaya 1 tabak ciğer ve kurabiye ile ezme ikram ettiler. Ne şans dimi=)
Daha gezilecek yerler vardı ama zaman yetmedi. Bir gün tekrar gitmek isterim. Edirne'yi de insanlarını da çok sevdim. Herkes güleryüzlü ve kibar. Edirne'nin neden Türkiye'nin en yaşanabilir şehirlerinden olduğunu kesinlikle anladım.
İyi Gezmeler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder